Saturday, September 30, 2006

Dersaadet



" Meydanlar ki gamzelerindir istanbul
bak, göreceksin;
bir mayıs gününde tutuşacağız elele
ve sen bizlere yeniden
gülümseyeceksin! "

Der Sunay Akın..Sonbaharın başladığı bu günlerde bu şiirin buraya güzel olacağını düşündüm..Aralığın başında çektiğim Dikili Taş sanki İstanbulu'un bekçisi gibi dimdik ayakta bizleri karşılıyor Sultan Ahmet meydanında... Gamzelerden sadece bir tanesi bence..

Orhan Veli Kanık'ın İstanbul şiirini biliriz..

"Ağlar çekiliyor dalyanlarda
Bir kadının suya değiyor ayakları
İstanbul'u dinliyorum,gözlerim kapalı"

Ne kadar çok şiir yazılmıştır güzelim İstanbuluma düşünsenize..Hepimiz mutlaka en az bir ya da iki tanesini biliriz hatta biz bile iki satır karalamışızdır..Şairler için bir ilham kaynağıdır İstanbul.. Sezai Karakoç şöyle demiş..." Ben İstanbul'da dağıldım zerre zerre
İstanbul damla damla içimde birikti"

Yaşlı İstanbulum senelerce tanık olmuştur maziye..Ne doğumlar, ölümler, istilalar,bayramlar,savaşlar görmüştür.
Yıkımlar, depremler atlatmıştır ..merak ederim hep ,bir dili olsada konuşssa şu Kabataşdan bindiğim motordan çektiğim cami..Öylece boğazı seyreder durur, yüzyıllardır, yanındaki ağaçlarla birlikte; tıpkı şu anda bankta oturmuş seyreden insanlar gibi..

"İnsan bir kere sevmeye görsün,anladım
nereye gidersen git,orada İstanbul"
Ümit Yaşar Oğuzcan

Farklılıklarına rağmen mutlu ve özgür insanların yaşadığı bir şehirdir İstanbul.Bu yüzden saadetin kapısı denmemiş mi yüzyıllar önce .. "DERSAADET" diye tanımlanmış..