Wednesday, November 29, 2006

ANADOLU FENERINE HOSGELDINIZ :)







Gezilerimize son hız devam etmekteyiz ..ve haftasonu bilin bakalım nereye gittik ?? Anadolu Feneri ..! İlk defa en uca kadar gittik ..marmara denizinin karadenize açıldığı nokta ..şahaneydi..yaz olsaydı daha şahane olacaktı ya neyse.. :) kendimi tatilde hissettim ..Kuzeye çıktıkça hemen karadeniz iklimi başladı ..sararmış yapraklar ..dökülen son demler ...büyülü bir yerdeymişim gibi hissetim kendimi..ve hemen görüntüledimmmmmm :) Yolda giderken ..yol ayırımında ..ve işte Fenerdeyiz ! :)

Monday, November 27, 2006

KINAMIZ VAR :)



Hadi bakalım bilin ..nedir bu ??
Cumartesi günü çocukluk ve gençlik yıllarımı birlikte geçirdiğim takım arkadaşlarımdan en küçüğünün kınasını yaptık :) Bizim gözümüzde hala minicikdi.. :) Çok güzel bir kınaydı ..Kına sahibi bindallı bile giydi..büsürü resimler çektik fakat burda gösteremiyorum ne yazıkki..Hidistandan bir arkadaşımızda kına için şekil verdirici şeyler getirmişti ..kınadan nefret eden bizler birden çok bayıldık -hepimiz kolumuza omzumuza bir yerlerimize yapıştırdık ama bir türlü yapamadık ...bilen var mı acep?? Hint kınasıyla yaptık olmadı ..Türk kınasıyla yaptık olmadı .. resimlere buyrun....
KINADAKİLERE OZEL NOT :
Kınada kimler vardı ... oyun kurucu 4 ve 6, kanatlar 7 ve 9, pivotlar 8 ve 10 .. + 3 numaralı kına sahibi..tam takım ordaydık :) (heeeeeeeeeeeeyyyyyyy GÜM ! ) ;) I LOVE YOU ALL :) tam takım bekarız :) şimdi sıra kimde acep ??

Öğretmenim canım benim ...



İŞTE BÖYLE KUTLANDI ÖĞRETMENLER GÜNÜMÜZ..Gelen hediyeleri arabaya zor sığdırdım ..gelen çiçekleri evdeki bütün vazolara dağıttım..çiçek bahçesi gibiydi odam ..Şarkılar söylendi,şiirler okundu hatta bir öğrencim orgunu getirmiş bana sınıfta şarkılar çaldı :) şiirler yazan öğrecilerim.. geçen sene mezun ettiklerim ..hepsi hatırlamış..okul dolabıma notlar konmuş..kısaca güzeldi .. BÜTÜN ÖĞRETMENLERİN GÜNÜ KUTLU OLSUN :)

Saturday, November 18, 2006

welcome to time machine ..


Cumartesi akşamı Çengelköyde giderken ara sokakların birinde küçük mü küçük,şirin mi şirin bir cami ye rastladım..Çok temiz,sevimli ve eski..sanki zaman tünelinde kaybolmuş bu cami beni karşılıyordu..Şimdi biraz içerde kalan Fatih devrinde boğaza göz kırpan minarenin ışıkları belkide fener görevi yapıyordu o zamanlar..kim bilir nelere şahid olmuştur bu yaşlı ama dimdik ayakta duran Çengelköyün bekçisi.. :)



istanbul'un her köşesinde bir tarih yatıyor..camileri,çeşmeleri,kapıları,surları,konakları,köşkleri,yalıları,mezarlıkları,kiliseleri
sinogogları..bizler o kadar alışmışız ki bunları görmeye, kanıksanan görüntüler dikkatimizi bile çekmiyor çoğu zaman..şimdi size soruyorum...Çok gezen mi bilir ,çok okuyan mı,çok dikkatli olan mı ??? hehe :) here is your comments ...

Thursday, November 16, 2006

EMPATİ KURMAK..

Empati ..empati kurmak...kisinin kendisini, karsisindakinin yerine koyup, olaylara onun bakis acisindan bakması ve hissetme çabası..Son zamanlarda moda olan bir kelime ya da fiil mi demeli acaba..
Kızılderililere ayrı bir hayranlığı olan ben, eski kızılderililerin birini yargılamadan önce, yargılayacağı kişiyi mokasenleriyle dolaştırdığını okuduğumda hayranlığım biraz daha artmıştı ...empati kavramı sözlüğümüze son zamanlarda yerleşmesine rağmen küçüklüğümden beri bunu farkında olmadan yapardım..hatta lise ve orta okulda arkadaşlarım ben bu işi yaparken beni eleştirir "candan artık onuda koruma .."derlerdi..Yapılan her davranışın altında nedenlerini arştıran ben,birinin neden öyle ya da böyle yaptığını davrandığını anlamak için kendimi onun yerine koyardım..ve belkide bu yüzden çevremdeki insanlar beni kendilerine daha yakın hissetmekteler..Bence empati kurmak insanları sevmekle alakalı ..Meslek icabı öğrencilerime kazandırmak istediğim en önemli özelliklerden bir taneside empati kurmak..bence bütün mesele bu ! :)

Monday, November 13, 2006

C vitamini..



Bu gün başlayan sağanak yağmurun ardından bahçedeki meyvaları toplama vaktinin geldiğini farkederek işe koyuldum.Fakat ne göreyim ön bahçedeki güzelim narlar benden önce toplanmış!Nasıl yani..gene çocukların ya da çingenelerin işi..topu topu 2 tane nar bırakmışlar bana!Neyse bende mandalinaları topladım..bu günkü hasat işte bol C vitamini..
Bu da daldaki son halleri... :)
ps: Bu arada şifayı kaptığımı blog adresimden öğrenip akşam bana geçmiş olsun dilemek için telefonla arayan canım- bir tanecik halama çok teşşekkürler .. :) kendisi emekli çok değerli edebiyat öğretmenlerindendir ..umarım dilbigisi hatası ya da anlam kayması yapmamışşımdır hehe ;)

Sunday, November 12, 2006

Kuşlarım nasıl ama !


Bu da bizim bahçemize koyduğumuz kuş evi..enstantene ve diyafram bana ait ..:) geçen kışdan hatıra ..

Kuşlar..






Evet evet yanlış görmediniz bu resimler zaman içinde sokaktaki kuşlar için yapılmış kuş evleri..O zamanın büyük üstatları kuşlarıda unutmamışlar ve camilerin,evlerin, büyük binaların köşelerine kuşlar içinde birer ev yapmışlar..Bu gün hala sapasağlam durmakta olan evler büyük bir özenle yapılmış..Şimdilerde bakıyorumda kimse kuşları düşünmüyor..Geçen kış bizde bahçemize bir kuş ev alıp koyduk ..ama anlaşılan kuşlar bize çoktan küsmüş.. :( Hatırlıyorum babanem havanın güzel olduğu vakitlerde balkon kapısını hafif aralık bırakır balkona ekmek kırıntıları koyardı kumrular için..o kumruları sessizce beklerdik içerde..bir müddet sonra teker teker temkinli bir şekilde yaklaşırlardı..onları ordan gizlice izlerdik..mutlaka ekmek kırıntılarını yaz kış pencere kenarlarına balkona sererdi..bugünlerde sağlığı çok iyi olmadığı için yatağında yatması gerekiyor..daha önceleri seyrettiği kumrular ona vefa borcunu ödemeye cam kenarına gelerek şimdilerde ona oyun yapıyorlar..ı

Saturday, November 11, 2006

Biyoritmlerim düşük-NO TITLE !


Kuşun burnu felan işe yaramıyor arkadaşlar..bu gün daha da kötüyüm ..acaba kuşun kuyruğunu felan mı denesem..ne bulduysam kaynattım bu gün ..ıhlamur,elma kabuğu,karanfil,tarçın ..resimdeki gibi bir görüntü oldu ..Sabah işe giderken şu cold a iyi gelen ilaçlardan aldım o daha da beter yaptı ..meğer dikkat dağınıklığı yapıyormuş..bir kırmızı ışık geçtim,geri geri gelen yandaki jeepi görmedim,sola sinyal vermeden daldım sola..Allahtan tenha yerlerden geçiyorum :) kazasız belasız işe ulaştım..2 gündür 10 kasım 11 kasım dolayısıyla tv de basında ölümler zaten yastayız bir de hastalık cabası içim şişti valla.. Amaaaaaaa dün çok sevdiğim bir arkadaşım şu an izmirde bana bir paket yollamış :) o benim moralimi biraz düzeltti..kendi bahçelerinde özel ürettikleri Aydın incirlerinden bana kargoyla yollamış ben çok seviyorum diye ..hemen attım ağzıma 2 tane belki daha iyi olurum :) ARKADAŞIM ÇOK TESEKKÜRLER..

Thursday, November 09, 2006

Iste boyle olcaktı...


Sevgili arkadaşımla gittiğimiz fotoğrafcılık kursu sonuçlarını almak için Bodrumda bazı çekimler yaptık fakat gördük ki pek başarılı olamamışız ..istediğimiz anı yakalıyamadık ..olması gereken ve olanlar ... :) yorum sizin..

KuŞun BurnU ..



Bu gün aslında pekde keyfim yok .. boğazım acıyor ..hafif ateş durumları felan yani.. ama hiç çaktırmıyorum hasta olduğumu bünyeme :) bir nevi psikolojik tedavi uyguluyorum..tabii çaktırmadan takviye de yapıyorum ama açık vermeden :) ..c vitaminlerimi içiyorum..zencefilli baldan bir kaşık atıyorum ağzıma(koca karı ilacı bu olsa gerek SÜPER GELIYO deniyin)..sabah akşam bir asprin..bol meyve..sıcak çorba ..ve saat başı kuşburnu içiyorum..of hiçde sevmiyorum şu k.b yi...ekşi bişiy ..şekerde kullanmıyorum tam feci bişiy ıyy :(
..gece yatarkende Klorhex ya da Tantum..inşallah bu şekilde atlatcam.. istemiyorum antibiyotik..this is my third day !We'll wait and see..Birde tabii yanımda stress topum var ..onunda resmini attacliyorum işte yanda BONCUK..ay neyse benden bu kadar gidip k.b içiyim ay yada sahlep içiyim .. :) byeeeee..

ps: ben şifayı kaptım SİZ kendinize iyi bakın :)

Tuesday, November 07, 2006

Görkem' e ! haberseli için..

Baştan Çıkarma Üzerine...

Jean Baudrillard bu kitabında Özne –nesne ilişkisi üzerinde durarak öznenin gönüllü olarak kendini nesaneye çevirmesinden bahsetmektedir.Baştan çıkarıcı olanın bir oyun oynadığını ve baştan çıkarılanında bu oyuna gönüllü katıldığı üzerinde durulur.Tutkuyu yaratanın dişil olduğu ve bu evrende dişilin erili baştan cıkardığını savunmaktadır.Baştan çıkarılan eril ise gönüllü olarak buna boyun eğmektedir.(Böylece tersinir bir özellik taşımaktadır)Bu durum da bir çeşit simulasyondur.İktidar ,gerçek evrene ; baştan çıkarma ise simgeler evrenine hükmetmeyi temsil etmektedir.Baştan çıkarma bu bağlamda bir kaderdir.
Baudrillard bu yazısında erilin yani erkeğinde dişile yani kadına göre daha doğal olduğunu öne sürer.
Simulasyonda gerçekle modeller arasındaki ayrımı ortaya koymak imkansızdır., simulasyon modellerinin ortaya koyduğu gerçekten başka bir gerçek yoktur; tıpkı , görünümlerin dişiliğinden başka bir dişilik olmadığı gibi.Simülasyonda çözümsüzdürBöylece dişil simülasyonun en kesin belirtisi hemde baştan çıkarma konusu söz konusu olduğunda simülasyonun ötesine geçmek için tek çıkar yoldur.Belirsizliğin ilkesi olarak dişiliği göstermektedir.Bu bağlamda da gizem perdesi baştan çıkarmanın en etkili ögelerindendir. Gerçekliğin fazla olması , nesnenin aşırıgerçekliği cazip olandır.Aşırıgerçekçilik gerçeküstücülük demek değildir.O , görünür olma durumundan yararlanarak baştan çıkarmayı köşeye sıkıştırmaktadır.
Baştan çıkarmayı bir oyun; cinselliği ise bir işlev olarak gören Baudrillard, baştan çıkarmanın alanını arzunun değil, oyunun ve meydan okumanın alanı olduğunu söyler.Her sözün özgürleşebileceğini ve arzuya yönelebileceğinide yazar görüşlerine ekler.
Baudrillard , pornonun da bir simulasyon olduğuna değinmektedir.Yazar , bedeni simgesel bir örtüye benzeterek örtüyü ortadan kaldıran bu örtü oyunu da baştan çıkarmanın kaynağıdır der.
Doğa ve arzu özgürleşme sürecinde birbirini izlemektedir fakat tek bir farkla ; eskiden üretici güçlerin özgürleştirilmesi söz konusuyken , günümüzde bedenin ve cinselliğin özgürleştirilmesi söz konusu.Simgelerin sıralanışında önce baştan çıkarma vardı , cinsellik ise onun üstüne eklendi.Yeni kültürde cinselin , baştan çıkarmanın üstesinden geldiği artık bir gerçek. Dünyanın işleyişi zihinsel bir baştan çıkarmanın sonucudur.Baştan çıkarma bir tür simgesel karar vermedir ve pratik bir hedefe ulaşmayı da yanında getirmektedir.Baştan çıkarma , cinsel düzenin varlığına bir meydan okumadır.Bu durumda baştan çıkarmada mutlak bir meydan okuma söz konusudur ,tıpkı iskambil oynunda koz gibidir. Oyun meydan okuma ve kozdur!



Bu durumda baştan çıkarmayı oluşturan ögeler kışkırtma,meydan okuma ve oyundur.Baştan çıkarmadan kurtulmak mümkün değildir ve baştan çıkarma karşıtı söylem baştan çıkarma söyleminin başkalaşıma uğramış son biçimidir.
Cinselliğin, baştan çıkarmanın geçersiz ve cazibesiz biçimi olduğu öne sürülen bu kitapda yazar , dünyanın da geçersiz ve cazibesiz biçimlerinin , genellikle gerçekler olduğunu bize aktarır.
İktidar tersinilirlilik yüzünden baştan cıkarıcıdır.İktidar ikil bir ilişki içinde gerçeklesir.İktidar topluma meydan okurken , varlığını sürdürüp sürdüremiyeceği konusundada bir meydan okumaya maruz kalır.Kendini bu durumda değiş tokuş edemezsse yok olur.
Baştan çıkarma , üretimden ,cinsellikten daha güçlüdür.Meydan okumaya, vaat yarışına ve ölüme dayanan çembersel , tersinir bir süreçdir.Baştan çıkarma açık olandır , en yüzeysel olandaki söylemdir aslında.Bu nedenle yoruma dayanan her söylem , söylemlerin en az baştan çıkarıcı olanıdır.
“ İnsan , yalnızca sahte hakikat düşüncesiyle yaşayabilir ”der yazar.Aslında gerçeğin olmadığını ,diğerine tahammül edilemeyeceği üzerinde durur.
Baudrillard bu bağlamda yazdığı kitapda bir çok alanda ‘’baştan çıkarma’’ ile karşılaştığımızı ve diğer kitaplarında olduğu gibi bunların hepsinin bir simülasyondan ibaret olduğuna değinmektedir.Anlamsızlık ortamında yaşandığını ve bu ortamın coşkusuz halinin simülasyon olduğunu ,coşkulu halininde olsa olsa ‘bastan çıkarma’ olabileceğini söyleyerek son sözünü söyler : “Baştan Çıkarma Bir Kaderdir!”

Saturday, November 04, 2006

VE KARLAR DÜŞER..


Ve bu kışın ilk karı düşer..
Haberlerde bir kaç gündür bangır bangır kar geliyor,soğuk hava geliyor dediler inanmadım..Dün haberlerde Silivri, Beylikdüzü, Büyükçekmeceyi karlarlar kapladı dediler.. Allah Allah burda birşey yok dememe gerek kalmadan ..Bir baktım ki KAR gelmiş İstanbul'a da benim haberim yok ..işte evden manzaralar..Herkese iyi haftasonları.. :) Bende biraz KAR izliyim bari...

ps:Hep beraber ...ses veriyorum..karlar düşer...düşer düşer ağlarım..hep ismini......



Bahçemizdeki mandalinalar :)

Thursday, November 02, 2006

Sylvia..


Dünkü gazetede ünlü Amerikan şair ve yazarı Sylvia Plath 'ın şimdiye kadar hiç yayınlanmamış bir şiirini bulduklarını okudum.Üniversitenin ismi ve internet adresi vardı .Bende hemen girip baktım.30 yaşında ,çok genç yaşta intihar eden bu edebiyatçının hiç basılmamış bir şiirini merak edenlerle paylaşmak istedim.Amerikan şiiri derslerinde okumuştuk Sylvia'yı.Beni çok etkilemişti. İleri derecede manik depresif geçiren bunalımlı bir şair.Burslu okuduğu okullar döneminde akıl hastanesine bile yatırılmış!İngiliz şair Ted Hughes'le evlenmis.Ted'e boşanma davası açtıktan sonra bebeğiyle taşındığı Londra'da gazı açıp kafasını fırının içine sokan bir edebiyatçı..Hayatı filme çekilmiş sinemalarda oynamıştı dvds mevcut piyasada.Filmin ismi "Sylvia".İşte şiiri..typical Sylvia Plath bence..

PS: You can read the poem here ... http://www.blackbird.vcu.edu/v5n2/index.htm

Belkide elimde bir fincan nescafe camın kenarında eskiden olduğu gibi eski amerikan ve ingiliz sairlerinin eserlerini okuma zamanım gelmiştir.......özlemişim ya! :(

Wednesday, November 01, 2006

sigortacılara ithaf..

Geçen gün sigortacı arkadaşımdan bir e- mail geldi.. Kasım ayının 24 ü ile 30 u arasında ÖĞRETMENLERE THY de iç hatlarda , 24 ünde ise dış hatlarda % 50 indirim varmış .Bu sebepden ötürü benden bir ricada bulundu kendisi bloğumda şunları yazmam gerekiyormuş :)
-sigortacılık kutsal bir meslektir ,
-sigortacılarında günü olmalı ,
-onlarında sigortacılar evi ,
-indirimli günleri ,
-2 ay izinleri olmalı
gibilerinden bir hareket başlatılmalı... Ya bu kadar kıskançlık olunabilir mi!! :) Şunu unutmamalı öğretmenler nice sigortacılar yetiştirmekte ..o yüzden kutsal ..genç beyinleri şekillendirmekte ..o yüzden kutsal..bütün insanların canları onlara emanet o yüzden kutsal.. diğerleri tabii olabilir.. olsun günleri ,evleri,indirimli günleri ve tatil izinleri.. Ne var onlarında olsun .. :)